Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası Nedir?

...

Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası Nedir?

MENFİ TESPİT DAVASI  VE  İSTİRDAT DAVASI

 

MENFİ TESPİT DAVASI NEDİR ?

 

6100 Sayılı HMK m.106’da menfi tespit davasının tanımı yapılmıştır.Buna göre menfi tespit davaları bir hak veya hukuki durumdan doğan ya da bir hukuki durumun yokluğunun belirlenmesi amacıyla veya sahte bir belgenin sahteliğinin tespiti amacıyla açılan bir dava türüdür. Uygulamada menfi tespit davaları daha çok borçlunun borcunu ödemeden önce borçlu olup olmadığının tespiti için açılmaktadır.Borçlu açılan davayı kazanırsa ; borçlu adına başlatılan takip durmakta ve borçlu borçtan kurtulmaktadır. Borçlu bu davayı  İcra ve İflas Kanunu m. 72 ‘ye göre takip başlamadan önce açabileceği takipten sonra da açabilmektedir. Fakat bu iki dava farklı sonuçlar doğurmaktadır.İcra takibinden önce veya icra takibi sırasında açılacak olan menfi tespit davalarında arabulucuya başvurma zorunluluğu yoktur.Menfi tespit davasını kazanan borçlu ,davayı kazanırsa hakkında başlayan verile bir icra takibi varsa icra takibi düşer ve borçlu da borçtan kurtulur.Önemli bir husus vardır ki eğer borçlu açılan icra takibi sonucunda borcunu icra dairesine öderse artık menfi tespit davası açılamaz bunun yerine menfi tespit davası ile karıştırılan ilerleyen bölümlerde detaylı şekilde değineceğimiz istirdat davası açılabilir.Gerek menfi tespit davası gerekse istirdat davası her ikisi de borçlunun borçlu olup olmadığının tespiti amacıyla açılan davalardır.Önemli bir husus daha vardır ki alacaklı takip sırasında ,borçlunun yaptığı itiraz üzerine itirazın iptali davası açar ve kazanır ve itirazın iptali davası kesinleşirse  bu durumda borçlu artık menfi tespit ve istirdat davası açamaz kesinleşmese dahi derdestlik sebebiyle açılamaz  çünkü bu davaların konusu,tarafları ve  sebebi aynıdır .Ancak alacaklı itirazın kaldırılması davası yoluna başvurmuşsa bu dava sonunda verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm oluşturmadığından menfi tespit davası açılabilir.

 

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi2019/1107 E.- 2019/1478 K ve 09.07.2019 tarihli kararında “ Dava, davacı aleyhine takibe konulan senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. 7036 Sayılı Kanun'un 3/1 maddesinde "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." şeklinde düzenleme mevcuttur. Kanunda menfi tespit davaları için arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Davanın, arabuluculuğa başvurulmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.”denilmiştir.

MENFİ TESPİT DAVASININ KONUSU NEDİR ?

 

Menfi tespit davasının konusu   muaccel olan veya olmayan para alacağı ile hatalı olan veya geçersiz olan bir sözleşmenin tespiti de olabilir ayrıca davanın konusu borcun ödeme ile ortadan kalktığının tespiti de olabilir.

 

 YARGITAY 19.Hukuk Dairesi  2018/ 1818 E.-2018 / 6194 K.  29.11.2018 tarihli kararında Davacının yapmış olduğu suç duyurusu üzerinden dava konusu senetlerle ilgili olarak güveni kötüye kullanma suçundan ... ve hamil ... hakkında ceza davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece ceza hakiminin maddi vakaya ilişkin tespitinin derdest dosyaya etkisi de göz önünde bulundurularak, bekletici mesele yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 

MENFİ TESPİT DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

 

Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.2 ‘ye göre görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Ancak uyuşmazlığın özel mahkemenin görev alanına giren  bir konu ile ilgili olması durumunda özel mahkemeler  görevli olabilmektedir.

 

Yetkili mahkeme ise İcra ve İflas Kanunu m. 72/8 ‘e göre genel hükümler saklı kalmak kaydıyla davalının yerleşim yeri mahkemesi veya takip başladıktan donra açılan bir menfi tespit davası söz konusu ise takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de menfi tespit davası açılabilir.

 

MENFİ TESPİT DAVASININ AÇILMA ZAMANI VE ÖNEMİ

 

1)Menfi Tespit Davasının Takipten Önce Açılması

 

Borçlu  bilindiği gibi icra takibi başlamadan önce menfi tespit davası açabilir. Ancak borçlunun bu davayı açabilmesi için borçlu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer hukuki yararı bulunmalıdır. Açılan bu davadan sonra  alacaklının başvuracağı takip kendiliğinden durdurulup önlenemez .Takibin durdurulmasını isteyen borçlu teminat karşılığında davaya bakan mahkemeden icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini isteyebilir .Mahkeme istediği yönde karar   verebilecektir.Teminat tutarı alacağın yüzde  on beşinden az  olamayacaktır.

 

2)Menfi Tespit Davasının Takipten Sonra Açılması

 

Borçlu, takipten önce dava açabileceği gibi takipten sonra da dava açabilecektir. Ancak bu davanın açılabilmesi için de yine borçlun hukuki bir yararı bulunmalıdır.Hukuki yarar menfi tespit davasının şartının oluşturur ve mahkemece kendiliğinden gözetilir .Örneğin ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takip durmuşsa bu durumda borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki bir yararı bulunmamaktadır aynı durum itirazın iptali davası içinde geçerlidir.Takipten sonra açılmış olan menfi tespit davası da takibi kendiliğinden durdurulup ,önleyememektedir. Mahkeme de ihtiyati tedbir kararı vererek takibin durmasını engelleyemez.Ancak yapılan takibin sonucunda tahsil edilen paranın alacaklıya ödenmemesi için ,alacağın yüzde on beşinden az olmayan teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilebilir.Buna göre borçlunun  takipten sonra açtığı menfi tespit davası ,borçlunun mallarının haczini ve satımını önlemez.

 

MENFİ TESPİT DAVASINDA YARGILAMA USULÜ

 

Menfi tespit davası borçlunun , alacaklıya karşı açtığı bir davadır. Bu dava borcun alacaklıya ödenmesine kadar açılmalıdır.Mahkeme ,borcun alacaklıya ödenmesinden sonra açılan davayı reddeder çünkü bu dava artık bir menfi tespit davası değil istirdat davasıdır. Menfi tespit davası nisbi harca tabiidir. Menfi tespit davasında basit yargılama usulü uygulanmaktadır  . Menfi tespit davasında ispat yükü davacıda yani borçludadır ve borçlu her türlü delille borçlu olmadığını ispatlayabilir.Şunu da belirtelim ki menfi tespit davası için kanunda herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi bulunmamaktadır .Menfi tespit davası her zaman açılabilir .

 

T.C YARGITAY 19.Hukuk Dairesi  2018/ 1818 E.-2018 / 6194 K.  29.11.2018 tarihli kararında Davacının yapmış olduğu suç duyurusu üzerinden dava konusu senetlerle ilgili olarak güveni kötüye kullanma suçundan ... ve hamil ... hakkında ceza davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece ceza hakiminin maddi vakaya ilişkin tespitinin derdest dosyaya etkisi de göz önünde bulundurularak, bekletici mesele yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 

MENFİ TESPİT DAVASININ SONUÇLARI

 

1)Davanın kabulü Halinde

 

Davanın kabul  edilmesiyle , dava   borçlu lehine sonuçlanır ve borçlu hakkındaki takip hemen durur ve hükmün kesinleşmesiyle de iptal olur. Ancak dava sonuçlanmadan önce borçlunun malları haczedilmişse haciz bu durumda kalkacak ve borçlunun malları satılmışsa satıştan elde edilen değer borçluya ödenecektir. Davanın kabulüyle borçlunun borçlu olmadığı kesin şekilde hüküm altına alınmış olur ve daha öncesinde borçlu aleyhine hükmedilmiş tazminat , para cezası bulunuyorsa bunlar da kalkacaktır. Davanın kabulü ile  borçlu  dilerse  alacaklı aleyhine uğradığı zararın tazminini talep edebilecektir. Talep sonucunda mahkeme istediği yönde karar verir ancak  alacaklıdan talep edilen zarar takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz ve alacaklının haksız ve kötü niyetli olduğunun ayrıca ispatı gerekir.

 

2)Davanın Reddi Halinde

 

Davanın reddedilmesi halinde  dava alacaklı lehine sonuçlanarak borçlunun borcu kesin hüküm ile kesinleşecektir. Daha öncesinde borçlu lehine verilen bir ihtiyati tedbir kararı varsa bu karar kaldırılarak alacaklının takibe devam etmesi sağlanacaktır ve öncesinde borçlu aleyhine hükmedilmiş bir  tazminat veya para cezası varsa bunlar da  borçludan tahsil edilecektir.Ayrıca alacaklının ihtiyati tedbir sebebiyle geç almasından dolayı  uğradığı zarara  karşılık talebi olmasa bile mahkemece borçlu ;takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak şartıyla tazminata mahkum edilecektir.Bu tazminat öncelikli olarak borçlunun daha önceden yatırmış olduğu teminattan karşılanır ,kalan kısım varsa borçludan tahsil edilir.Ancak alacaklı uğradığı zararın daha fazla olduğunu talep edip ispatlarsa daha fazla tazminat alabilecektir. Tüm bunlar ancak  ihtiyati tedbir söz konusu ise talep edilebilecektir.

 

İSTİRDAT DAVASI NEDİR ?

 

İstirdat davası icra ve iflas hukukunun konu alanına girmektedir.Borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi ve yapılan itirazın kaldırılmaması halinde borçlun hakkındaki takip kesinleşir ve takipten önce  borçlunun menfi tespit davası açılıp ihtiyati tedbir kararı da alınmaması durumunda borçlu  kesinleşen borcu ödemek zorunda kalır.Buna rağmen borçlu gerçekte borçlu olmayabileceği gibi borcun hatalı olduğunu  veya kendisine ait olmadığını da düşünebilir.Bu durumda gidilebilecek hukuki yol istirdat davası olmaktadır.İstirdat davası ile borçlunun  ödemiş olduğu borcu geri alma hakkı olabilmektedir.Eğer bu süreçte  borçlunun açmış olduğu bir menfi tespit davası söz konusuysa bu dava da istirdat davasına dönüşecektir.İstirdat davası borçlu bakımından eda davası niteliğindedir ve maddi hukuktaki sebepsiz zenginleşme davasına benzetilir.

 

İSTİRDAT DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?

 

1)Borç Olmayan Bir Paranın Ödenmesi

Borçlu maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı bir parayı öderse istirdat davası açabilecektir.Bu borç hiçbir hukuki dayanağı olmayan bir borç olmalıdır.Borç eksik bir borç ise istirdat davası açılamaz.Burada önemli olan husus borçlunun borcu olmayan bir parayı ödediğinin ispatıdır.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/1501 E. -2020/2984 24/09/2020 tarihli kararında Takip kapsamında davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığından davaya istirdat davası olarak da devam edilemeyeceğine göre, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek genel hükümlere göre açılan menfi tespit davası kapsamında yapılan değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.”

 

2)Borcun İcra Takibi Sırasında Ödenmesi

 

Borçlunun istirdat davasını açabilmesi için borç olmayan bir parayı icra takibi devam ederken ödemiş olmasıdır.Bu para borcu doğrudan borçlu tarafça ödenebileceği gibi borçlunun haczedilmiş mallarının satılmasıyla da ödenebilir .Bu durumda borçlu borçlu olmadığı miktarın geri verilmesi için istirdat davası açabilecektir.

 

3)Borcun Cebri İcra Tehdidi Altındayken Ödenmesi

 

Cebri icra tehdidi altında ödemekten kasıt borcun takibin kesinleşmesi sebebiyle ödenmesidir. Borçlunun istirdat davası açabilmesi için takibin kesinleşmesi ile borçlunun cebri icra tehdidi altına girmesi gerekmektedir.

 

4)Dava Hak Düşürücü Süre Olan Bir Yıl İçinde Açılması

 

İstirdat davsının son şartı ise davanın kanunla düzenlenmiş bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olmasıdır.Bu süre borç olmayan paranın icra dairesi hesabına yatırılmasından itibaren işleyen bir yıllık süredir.Bu süre mahkemece resen nazara

alınır .

 

5)Arabuluculuk

Kanuna göre göre ticari uyuşmazlıktan kaynaklı ve konusu para alacağı olan hukuki durumlar da arabuluculuğa başvurunun zorunlu tutulduğu durumlarda, istirdat davasında da arabuluculuk dava şartı olmaktadır.

 

İSTİRDAT DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

 

İstirdat davası malvarlığını ilgilendiren ve dolayısıyla konusu para olan bir uyuşmazlıkla ilgili olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinde ve genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemelerinde açılmaktadır.Ancak uyuşmazlığın konusu özel mahkemelerin görev alanına giriyorsa istirdat davasında görevli mahkeme,uyuşmazlık konusu hangi  mahkemenin görev alanına giriyorsa o özel mahkeme olacaktır. Örneğin  kira sözleşmesinden kaynaklı para alacağı için açılacak istirdat davasında görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemeleri olmaktadır.

 

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/7553 E. - 2020/9007 K. 02/11/2020 tarihli kararında İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Bu madde hükmüne göre menfi tespit ve  istirdat davaları ile ilgili yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin değildir. Davacı menfi tespit talebi ile Kahraman Kazan’da dava açmış bu suretle… mahkemelerinin yetkisini benimsemiştir.”  

 

İSTİRDAT DAVASINDA YARGILAMA USULÜ

 

İstirdat davası borçlunun , alacaklıya karşı açtığı bir davadır. Bu dava borcun alacaklıya ödenmesinden sonra açılabilmektedir. İstirdat  davasında basit yargılama usulü uygulanmaktadır  ve genel ispat kuralları geçerlidir . İspat yükü  davacıda yani borçludadır ve borçlu her türlü delille borçlu olmadığını ispatlayabilir.

 

İSTİRDAT DAVASININ SONUÇLARI

 

Borçlunun açmış olduğu istirdat davası kabul edilirse icra takibinde ödediği borcun, harç ve giderleriyle borçluya geri ödenmesine karar verilir.Davalı taraf olan alacaklı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir.Dava reddedilirse bu durumda borçlu yargılama giderlerine mahkum edilir.İstirdat davası sonunda verilen kararlar kesin hüküm niteliğindedir bunun sebebi davanın genel hükümlere göre görülüp karara bağlanmasıdır.Bu dava sonucunda kanunda hüküm bulunmadığından istirdat davası sonunda tazminata hükmedilmez.

 

MENFİ TESPİT DAVASINDAN  DÖNÜŞEN İSTİRDAT DAVASI

 

Menfi tespit davası devam ederken ihtiyati tedbir kararı alınmamış ve borcunda ödenmemiş olması halinde dava menfi tespit davasından  istirdat davasına dönüşmektedir. Borcun ödendiğini tespit eden mahkeme, menfi tespit davasına kendiliğinden istirdat davası olarak devam eder ve bir yıllık hak düşürücü süre söz konusu olmaz.

 

MENFİ TESPİT DAVASI VE İSRİRDAT DAVASI FARKLARI

 

Menfi tespit davası borçlunun borcunu ödemesinden önce açılırken ; istirdat davası borçlunun borcu ödemesinden sonra açılmaktadır.

 

Menfi tespit davası borçlunun borçlu olmadığının tespitine ilişkindir ; istirdat davası ise borçlu olmadığı halde ödeme yapmış borçlunun ödediği borcu geri almasına ilişkindir .

 

Menfi tespit davası herhangi bir hak düşürücü ve zamanaşımı süresine bağlı değilken ; istirdat davası bir yıllık hak düşürücü süreye bağlıdır.

 

Menfi tespit davası sonucunda haksız çıkan tarafa karşı mahkemece tazminata hükmedilebilirken istirdat davası sonunda tazminata hükmedilmemektedir

 

Menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurma zorunluluğu yokken ;  istirdat davalarında ticari uyuşmazlıktan kaynaklı ve konusu para alacağı olan hukuki durumlarda arabuluculuğa başvurunun zorunlu tutulduğu durumlarda arabuluculuk dava şartı olarak görülmektedir.

 

Menfi tespit davası açılmasının tek şartı borçlunun hukuki yararı olmasıyken istirdat davasının bir çok şartı bulunmaktadır bunlar ; borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi, icra takibi sırasında ,borç olmayan bir paranın ödenmesi, varsa arabuluculuk şartının yerine getirilmesi ve bir yıl için de açılmasıdır.

 

Menfi tespit ve istirdat davalarında her ikisinde de görevli ve yetkili mahkeme aynıdır. Her iki davada da basit yargılama usulü uygulanır Menfi tespit ve istirdat davasında her ikisinde de ispat yükü borçluya aittir, borçlu her türlü delile ispat edebilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Telefon
WhatsApp
Instagram
Telegram